14 Mart 2016 Pazartesi

GARDİYAN

GARDİYAN
taş duvarlar kalın koğuşlar nemli
ömrümü tüketti burası gardiyan
hasret ile içtiğim çaylarım demli
geçmiyor gönlümün yarası gardiyan
bir gün gelmese beklediğim yar
yüreğim kederli gözlerim ağlar
bir kuşun kanadında kaldı umutlar
götürdüğü yer acep neresi gardiyan
gün sayarım, gün eksiltip ömürden
karanlık geceler, karadır kömürden
nice insan tanıdım hep garip türden
bulunmaz hal bilen birisi gardiyan
gün doğmuş gün batmış kime ne
kaç sene kin gütmüş kime ne
kaç sene burada yatmış kime ne
dinmez bu baş ağrısı gardiyan
unuttum gülmeyi kahır çekmekten
kesildim yediğim aşla ekmekten
usandım güneşsiz göğe bakmaktan
karıştı mevsimlerin sırası gardiyan... r çınaroğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder